Gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP´nin yüzde 49.5 oy oranıyla hükümet kurmasına rağmen ülkeye istikrar gelmediğini, vatandaşın rahata kavuşamadığını söyledi.
Türkiye´nin önünde 5 temel sorun olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunların ´darbe hukuku, dış politika, ekonomi, eğitim ve Kürt sorunu´ olarak sıraladı ve Başbakan Davutoğlu´na şu çağrıyı yaptı:
"Kuşkusuz biz anamuhalefet partisiyiz. Sayın Davutoğlu´nun ne kadar sorumluluğu varsa bizim de sorumluluğumuz var. Biz 14 yıldır kamplaşmadan medet uman bir süreci yaşadık, uzlaşma kültürümüzü kaybettik. Biz seçim öncesi tavrımızı ortaya koyduk. Madem ki bu güzel topraklarda yaşıyoruz o zaman oturup sorunlarımızı çözebilmeliyiz."
Kılıçdaroğlu, saydığı 5 sorunla ilgili ayrıntılar da verdi.
"Hangi başkanlık diye soracağım"
"Darbe hukuku kalkmalı" diyen CHP lideri, "Bunun içinde anayasa, Siyasi Partiler Yasası, yüzde 10 seçim barajı da var, basın özgürlüğü de" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ile yapacağı görüşmede başkanlık sistemi gündeme gelirse kendisine şu soruları soracağını belirtti:
"Nedir başkanlık sisteminden kastettiğiniz?
ABD tipi mi Türkiye tipi mi?
200 yıllık bir parlamenter sistem tecrübemiz varken hiç bilmediğimiz bir alana niçin bodoslama dalıyoruz?´
Türkiye´de her şey tartışılabilmeli, tartışılmalı da. Öyle bir mükemmel sistem getirirler ki belki biz de destekleriz. Biz parlamenter sisteme dayalı, saat gibi çalışan, güçlerin dengelendiği bir parlamenter sistem istiyoruz."
"Mezhep eksenli dış politika olmaz"
Hükümetin dış politikasını eleştirirken "Komşu, dost ülke kalmadı. Öyle bir açmazla karşı karşıya kaldık ki ?kimse Türkiye´nin gücünü test etmesin´den Süleyman Şah türbesini kaçırmaya kadar geldik. Mezhep, kin, intikam eksenli bir dış politika olamaz, olmamalıdır da" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, AB ile yakınlaşmayı olumlu bulduğunu belirtti:
"Dış politika tamamen değişmeli. Tek olumlu gelişme AB ile yakınlaşma ve yeni bir fasıl açılması. Ben 2016 için Sayın Davutoğlu´na çok açık bir çağrı yapıyorum. Gel AB´nin yeni bir fasıl açmasını beklemeyelim. AB´nin bütün standartlarını Türkiye´ye getirelim. Onlar dayatmadan biz yapalım. Neyimiz eksik bizim, demokrasi istemiyor muyuz? İstiyoruz, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, güçlü bir sivil toplum istiyoruz. Özgürce tartışmayan üniversiteler istiyor muyuz? İstiyoruz. O zaman yapalım."
Kılıçdaroğlu´nun ekonomi ile ilgili eleştirileri ise şöyle:
"Paranın bol olduğu, doların fışkırdığı dönemde ekonomi yönetildi. Şimdi ortada dolar yok. Çok karamsar bir tablo çizmek istemiyorum. Merkez Bankası´nın bağımsızlığı Batı´da tartışma konusu ise Türkiye ekonomide sınıfta kalmış demektir. Merkez Bankası´na niye, hangi gerekçe ile müdahale ediyoruz?
Ekonomideki açmaz, liyakat sisteminin ortadan kaldırılmış olmasıdır. ?Bizim partili´ deyip işin ehli olmayana görev veriyorsunuz. Petrol fiyatları bütün dünyada dibe vurdu, bizde benzin istasyonları vergi dairelerinden daha iyi çalışıyor. Türkiye orta gelir tuzağı ve orta teknoloji tuzağına paçasını değil, gövdesini kaptırmış durumda."
"Üniversiteler özerk olmalı"
"Devlet okulları iflas etmiş durumda. Eğer bir ülkeye kötülük yapmak, kalkınmasını engellemek, kaosa mahkûm olmasını sağlamak istiyorsanız, bombalamanıza gerek yok; eğitim sistemini mahvetmeniz yeterli" diye konuşan CHP lideri, "4+4+4 sistemi tam bir felaket. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılabilmeli, bilgi üretebilmeli, bilimsel, mali özerkliği olmalı. Bunları yaparsanız Türkiye orta gelir, orta teknoloji tuzağını aşar. Eğitim sistemi düzelmedikçe hiçbir şey olmaz. İran´ın üniversiteleri, bizim üniversitelerimizden daha çok yayın yapar hale geldi" dedi.
Terör Sorunu
Kılıçdaroğlu, terör sorununun Meclis´te çözülebileceği yönündeki görüşlerini de tekrarladı:
"Toplumsal barış sorununun giderek derinleştiğini hep beraber görüyoruz. Öteden beri ?Bu sorun toplumsal uzlaşmayla, TBMM´de çözülür´ dedik. ?Buyurun size kredi açıyoruz´ dedik. Reddettiler. O zaman çözün. Sorun giderek büyüdü, eskiden dağdaydı eşkıya, şimdi şehre indi. Şehirler silah deposuna döndü. Kimin zamanında? CHP zamanında değil. Valilere ?Bunlara dokunmayın´ diye talimatı CHP mi verdi? Çözemediler, çözemiyorlar. TBMM´de ister içtüzük değişikliği ile isterse bir yasal düzenleme ile bir toplumsal uzlaşma komisyonu kurulması lazım. Operasyonların ilerleme biçimi, sadece beni değil, ülkeyi düşünen herkesi kaygılandırıyor. Nereye gittiği yönünde ciddi kaygılarımız var."