24 Temmuz Türkiye´nin ulusal sınırları ve tüm egemenlik haklarıyla tanınmasının belgesi olan, Lozan Barış Antlaşması´nın, çağdaş sendikal hakların kazanılmasının ve basında sansürün kaldırılışının yıldönümlerinin kutlandığı anlamlı bir gündür.
Lozan´da, ülkemizin parçalanmasını ve Türklüğün ortadan kaldırılmasını öngören Sevr Antlaşması yırtılıp atılmış; ulusumuzun bağımsız ve özgür yaşama istek ve azmi dünyaya kabul ettirilmiştir.
Sınırlarımızın çizilmesiyle birlikte kapitülasyonlar, borçlar, azınlıklar vb. sorunlar çözüme kavuşturulmuştur.
Cumhuriyetin bütün gelişmeleri, Lozan´da kabul edilen esaslar doğrultusunda oluşmuştur.
Bizim esas dayanağımız Türkiye Cumhuriyeti´nin uluslararası kuruluş belgesi olan Lozan Barış Antlaşmasıdır. Bunu hiçbir zaman unutmamamız lazımdır!
Türkiye´de genç yaşlı her kuşağın birinci görevi, Lozan Antlaşması´nın esaslarını korumak için uyanık olmak ve gerektiğinde bu yolda hiç yılmadan mücadele etmektir. Bizim Lozan´ı korumamız demek, birbirimiz arasındaki birlik ve beraberliği korumak demektir.
Lozan Antlaşması´nın imzalanmasının üzerinden 94. Yıl geçerken, o gün Lord Curzon´un cebindeki istekler yoğun şekilde Türkiye´nin önüne yeniden konulmaya başlandı.
Ciddi bir borç yükü altına sokulan ülkemizde, yeni azınlıklar yaratılmasına, vatandaşlarımızı kamplara bölünmesine yönelik girişimler sürmektedir.
Bütün bu tehlikelere karşı, Lozan ruhunu diri tutmak ve gelecek nesillere aktarmak en geçerli mücadele yöntemi olacaktır.
Bu anlayışla, Kurtuluş Savaşımızı, Lozan´ı, devletimizi ve devrimlerini bize kazandıran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk´ü O´nun her alanda yardımcısı İsmet İnönü´yü ve o büyük nesli minnetle, rahmetle, saygıyla anıyoruz.
