Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

TAHSİN ERASLAN


A Y N A

Hemen herkes aynaya bakmalıdır.


Ayna´ya niye bakılır?

Güzel, yakışıklı görünmek için mi?

Kendimizi tanımak için mi?

Güzele, yakışıklıya da gerekli mi?

Ne yani, çirkinler mi ihtiyaç duyuyor?

Ya da kendine güvenemeyenler mi?

Öyle olsa, ?dünya güzelleri´ ihtiyaç duymazlardı.

Belki de en çok onlar ayna kullanıyorlardır.

Şurası gerçektir ki:

Ayna, önemli ve gerekli ihtiyaç aracıdır.

Güzel, çirkin, yakışıklı, kim olursa olsun.

İnsanlar aynaya bakmak isterler.

Gereklidir.

Oldukça. Pek çok.

 

Tasavvuf´ta ?ayna´ kavramı önemlidir.

Belki de birincil sıradadır.

Şair Molla Câmî diyordu ya:

?Kendin hûblar şeklinde peydâ eyledin,

Çeşm-i âşıktan dönüp sonra temâşâ eyledin.?

(Tasavvuf´tan anladığım kadarıyla:

Sevgili bir tanedir.

Kendine bakmak için önüne çokça ayna koymuştur.

Her birinde, sırrına ve temizliğine göre kendisi görünmektedir.)

Tasavvuf konusu, derin, ince konulardır.

Biz hele oralara girmeyelim alelacele.

Geniş/başka bir zamana bırakalım.

Günlük hayattaki ayna ´ya dönelim.

 

Konya´da bir dehâ/dâhi yetişiyordu.

Celâleddîn-i Rûmî.

Tam da dolup taşmaya az kalmıştı.

Hocalarından biri eksiğini görüyordu.

Hocası Seyyid Burhaneddin.

Celâleddîn-i Rûmî´nin tam´a ermesini istiyordu.

?Mevlânâ´ olmasını istiyordu, tam´a erip.

?Ayna´ gerekliydi.

Kimlerden olabilirdi bu ayna?

Aradı, sordu, soruşturdu. Buldu:

Tebriz´de, Bağdat´ta, Şam´da dolaşan ŞEMS.

Gezdiği yerlere ilim-muhabbet götürdüğünden olacak:

?DİNİN GÜNEŞİ´-?UÇAN GÜNEŞ´ de derlerdi.

ŞEMS-i TEBRÎZÎ.

?İlim olmayan bir beden,

Suyu olmayan şehre benzer.?

Böyle diyordu ya Şems-i Tebrîzî.

 

Seyyid Burhaneddîn mektup gönderir Bağdat´a.

Konya´ya göçmesini ister Şems´in.

Şems-i Tebrîzî yollara düşer.

Uzun yolculuk sonucu varır Konya´ya.

Yorgundur. Uykusuzdur.

Hemen varmaz Mevlâna´ olacağın yanına?

İlk önce iyice dolaşır etrafı.

Sokakları, pazarı, bahçeleri, hamamı, berberi.

Aşağı mahalleyi de, yukarı mahalleyi de.

Her kesimden insanları dinler yeterince.

Sofuları, hocaları, cahilleri, aydınları?

Sarhoşları da, fahişeleri de dinler.

Dilenci Hasan´ı, sarhoş Süleyman´ı, fahişe Çöl Gülü´nü.

Fahişe Çöl Gülü, camiye bile gider.

Gizlice, erkek kılığına girerek.

Eski müşterisi Aybars keşke farketmeseymiş!

Şems-i Tebrizî bilgiler toplar.

Yoklar herkesi.  Eleştirilere kulak verir.

Mevlânâ olacak kişi hakkında neler dendiğini öğrenir.

Neler denmediğini de!

?Ayna´ olur. ?Ayna görevinde

Tüm bunlardan sonra tanışır Celâleddin-i Rûmî ile.

Celaleddin-i Rûmî, nasıl ?Mevlânâ´ olmasın ki?

Ayna´sı sağlam. Şâhâne.

 

Hemen herkes aynaya bakmalıdır.

Hele sorumluluk sahibi olanlar.

İnsanları yönetmekle görevli olanlar.

Köylerin, şehirlerin büyükleri.

ŞEHR-i EMÎNLER.

Emaneti ellerinde tutanlar.

Ali Bilir
2.12.2015 23:18:27
Hocam, yazınız beni tefekkür etmeye itti, aklına ve kalemine sağlık... //Hoşgörünüze sıınarak Necip fazıl´dan Aynalardan bir dörtlük//.. Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;/// İste yakalandık, kelepçelendik!/// Çıktınız umulmaz anda karsıma, /// Başımın tokmağı indi başıma. /// (...) ///Suratımda her suç bir ayrı imza,/// Benmişim kendime en büyük ceza!/// Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme! /// Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! /// Nur topu günlerin kanına girdim./// Kutsi emaneti yedim, bitirdim. /// Doğmaz güneşlere bağlandı vade; /// Dişlerinde, köpek nefsin, irade. /// (....) ///Günah, gunah, hasad yerinde demet; /// Merhamet, sucumdan aşkın merhamet! /// Olur mu, dünyaya indirsem kepenk: /// Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk? /// (....) ///Çıkamam, aynalar, aynalar zindan./// Bakamam, aynada, aynada vicdan;/// Beni beklemeyin, o bir hevesti; /// Gelemem, aynalar yolumu kesti./// selamlar....

21.1°