Ülkede olanları ekranlardan izlerken kanımız duruyor, Türklüğümüzden, müslümanlığımızdan şüpheleniyoruz. Gerçekten bu olay olabilir mi diye parmağımızı ısırıyoruz. Aile ortamında izlerken, gözlerimizi kaçırıyor, utanıyoruz...
Küçük çocuklara tecavüzler, hem de en yakınları tarafından, dayısı, amcası hatta babası tarafından... Bu hangi ahlaka sığar, hangi din ve mezhepte var?
Yalan söylemek, hırsızlık yapmak, iftira etmek, her türlü dolandırıcılık o kadar normalleşti ki, yapanlar takdir ediliyor, bir meziyet kabul ediliyor. Bunlar hangi yasayla yerine oturaçak?
Köpek bile ölen yavrusunu gömüp yas tutarken, cami avlularına, mezarlıklara yeni doğan çocuklarını atmak/bırakmak insanlığın/anneliğin neresinde var? Başımıza taş yağmadığı için Allah´a şükreden var mı?
Vatan hainliği hangi yasa ile önlenir? Tüm devletlerde böyle mi?
Ya hak yemek, kendine ait olmayan bir mala el sürmek! Garibin, yoksulun, yetim ve öksüzlerin, çocuk ve kadınların hakkını yemek, devlet malını yemek? Bunları engelleyebilen bir yasa var mı?
Güçlüyüm diye, zenginim diye tepeden bakmak var mı? Garibanın elinden ucuz alıp fahiş fiyata millete yedirmek hak mı? Bunun adı ticaret mi? Senin ticarette neden vicdan terazin yok?
Karşılığını alıp hizmet için geldiğin makamda, devletin tüm imkanlarını lehine kullanmak reva mı? Oturduğun makamın imkanlarını kemirmende bir hakkın var mı, şahsi masraflarını makam gideri olarak yaz, makamına bağlı bir birimi ihale ile bir yakınına ucuza kapat, bu görev mi, yetki mi yoksa sahtekarlık mı?
Git yerinden ucuzca topla, aldığının üç katına 5 katına pazarda sat, tüm garibanı, fakir ve fukarayı perişan et, bu hak yemek mi, ticaret mi yoksa sahtekarlık mıdır?
Dengeler yerinde seyrederken, her şeye zam geliyor, ekonomi batıyor, dolar, euro zirveye koşuyor, yaygarası ile insanları panik haline getir, marketlere, koşup ihtiyacından fazla alış veriş yapsınlar, dengeler bozulsun, yani marketlerde her şey pahalansın, fakir fukara perişan olsun; geriye dön, her şeye zam yapıyorlar diye bir de suçla, tenkit et, yerden yere vur, şimdi bu siyaset mi, hak mı, yetki mi yoksa sahtekarlık mi?
İtibarın var, malın mülkün, paran var, koskoca işyeri sahibisin, kredi al yatır dövize, yükselir, korkma. Merkez Bankası müdahale mi etti, sen de onunla sat, düşünce döner geri alırsın... Zaten öyle yapıyorsun ya...Siz alın döviz yükselir, arkada güçlü bir propaganda var, 20 tl.olacak, yağ 105 oldu 180 tl. olacakmış, fakir fukara ne yapsın, perişan oldular, yaygara ile uyuyanları uyandırdılar. Zaten son vagona yetişmesine alışık olan vatandaş da elinde ne var ne yok, 16,17,18... demedi koştu bir parçada ben alayım dedi ama alması ile kabak birden patladı... Şimdi bu propaganda mı, siyaset mi, muhalefetlik mi yoksa sahtekarlık mı?
Nereye kadar hak, neresi siyaset, nereden sonrası rezalet, bilemem...
Bu sorunlar sadece yasa ile çözülmez. Yasa´nın yanı sıra, vicdanlarda Türk´lük şuuru, İslam Ahlakı yürürlükte olması gerek. Örf ve adetler sık sık bizi uyarması lazım ki, ters yola girme ihtimalimiz olmasın...
Kısaca : ´ TÜRKLÜK GURUR VE ŞUURU, İSLAM AHLAKI VE FAZİLETİ ´ bize yeter, çok yerde yasaya bile gerek görmez...
Yeniden görüşme ümidi ile...
Saygılarımla...
İhsan YELKEN.