Bugün, 29 Nisan 2024 Pazartesi

Abdullah Ergun


AKP´YE OY VERMİŞ KADINLAR(!)

İyi düşün doğru karar ver ey Türk Kadını, Gelecek nesiller senin elinde şekillenecek. Doğru karar ver ki; bu gün şikâyet ettiğin mağduriyetleri kendi elinle yetiştirdiğin evlatların yaşamasın?


?Cennet, anaların ayakları altındadır? sözünü istismar edip dillerine doladılar, kadınların oylarını havada kaptılar.

Cenneti anaların ayakları altına sererken, kadınları kendi ayakları ile çiğnediler.

Bir taraftan başörtüsüne serbestlik dediler, diğer taraftan kızlarımızın okuması haramdır diyen cemaatlerle kol kola gezip, Gençlik ve Spor bakanlığınca o cemaatleri finanse ettiler.

Başörtüsü istismarı yetmedi, kadınları açık- kapalı şeklinde ayrıştırıp, bölüp birbirine düşman ettiler.

Analar ağlamasın dediler, binlerce şehit annesinin ağzına bant yapıştırıp, çözülme süreciyle en büyük anamız olan ?Vatanı? ağlattılar.

Pozitif ayrımcılık yalanıyla kadına değer verdiklerini söylediler, kadına karşı şiddetin önünü alamadılar.

Kadın bizim en kıymetlimiz dediler, uydurulmuş dine ait bastırdıkları kitaplarda kadına şiddetin dinin emri olduğunu savundular.

Hazırladıkları seçim listelerinde kadın adayların en az yüzde otuz olacağını söylediler, ama sözlerinde durmayıp çok az kadın aday gösterdiler.

Koca kabineye sadece bir kadını bakan olarak atadılar, onun da söz söyleme hakkını elinden alıp, ?Cuma vakti geldi, sen sonra konuş? dediler.

Aile bakanlığı kurdular, boşanmaların sayısının artmasına mani olamadıkları gibi boşanan kadınları da koruma altına alamadılar.

Bakıma muhtaç, tecavüze uğramış kız çocukları için Bakım Sosyal Rehabilitasyon Merkezleri kurdular, 18 yaşını dolduran kızlarımızı kurumdan çıkartıp kirli ellere terk ettiler.

Kadın konuk evlerine sığınmış çaresiz kadınlara gelecek hazırlayacak projeler üretmediler.

Kızlarımız okusun dediler, küçük yaşta evlenmelerinin yolunu açmaya çalıştılar.

Kızlarımız okusun dediler, okulunu bitirince evinde otursun, çocuk doğursun, başka işlere karışmasın dediler.

Kadınlar evinde otursun dediler, kendi kadınlarını ve kızlarını makam ve mevkilere getirdiler.

Kadınlar çalışmalı dediler, çalışan kadının evine dönmesi için konferanslar düzenlediler.

Başörtülü bacılarım dediler, bacıların ?abla? kimliği ile bürokrasiye meze yapılmasına göz yumdular.

Kadınlar, kızlar bize emanettir dediler, tecavüzcüsü ile küçük kızları evlenmeye zorlayacak teklifler getirdiler.

Kadınlarımızın namusu dediler, kadınları tecavüze karşı koruyamayıp, tecavüz suçlarını ağırlaştırmadılar, hatta ceza indirimleri yaptılar.

Kadınların çalışmalarının haram olduğuna dair fetva veren hoca görünümlü şarlatanların kadın ve kızlarına önemli mevkilerde iş verdiler.

Kadın haklarını genişlettik dediler, sonra da kadından yönetici olur mu tartışmalarını ekranlara taşıdılar.

Kadınlar baş tacımız dediler, kadınları evlilik programlarının figürü olmanın ötesine geçirmediler.

Kadınlar her şeyden önce gelir dediler, kadını gezi olaylarından aklanmanın sahte ve yalancı yüzü yapmanın dışına çıkartmadılar.

Kadın erkek eşitliği var dediler, oyları garantiye aldıktan sonra , ?hiç eşit olur mu yav? dediler.

Kadına, sizi de bizi yarattığı gibi Allah yarattı dediler, sonra da israiliyattan aldıkları sol kaburga kemiği hikayeleri ile kadına düşük profil yüklediler.

Bir kadın bakanı bir defa konuşturdular, pedofili merkezi haline gelmiş bir vakıf için ?bir kereden bir şey olmaz? diyerek yasadışı eğitim merkezlerinin savunucusu yaptılar.

Bir kadını kadın diye TV ekranlarında konuşturdular, eşine ikinci hanım beğendirmeye kalktı. İkinci, üçüncü hatta dördüncü eş almayı kadın eliyle gerçekleştirmeye çalıştılar.

Bir kadına gazetede yazı yazdırdılar, bayrağı terziden çıkmış bir bez parçası olarak algılatmaya gayret ettiler. Bayrağın renklerini yetersiz bulduklarını da gene kadın aracılığı ile duyurdular.

Kadın için başörtüsü hakkında ayet arayıp buldular, ama aynı ayetin yakanın alt tarafını da bağladığını anlatmadıkları için mide bulandırıcı örtülü  giyinme modelleri oluşturdular.

Çok az sayıda kadını milletvekili yaptılar, ancak bu vekilleri erkekleştirip, kadınları savunmalarına engel oldular.

El hasılı, kadına verilen hakları, sadece parasal ölçülerle değerlendiren AKP zihniyeti kadına verdiği küçük rüşvetlerle kadının kadın olması yoluna engeller koyup, ?koyun? sınıflandırması içerisinde hakaretlerin en kötüsüne layık görüyor. Komik esnaf destekleri, lütuf gibi gösterilen süt izinleri, dul maaşları, torununa bakan nineye bağlanan maaşlar, kadının AKP hükümetlerine destek vermesi için kâfi görülüyor. Zaten sosyal devletin yapması gereken hizmetler, kadına iktidarın bir nimeti gibi algılatılıyor. Bu algıya kapılan kadınlarımız, doğum şeklinin dahi devletçe belirlenmesine sessiz kalıyor.

 Acaba kadınları sömürüp oylarını almayı başaran AKP hükümetleri mi suçlu, yoksa cahil kalmayı tercih eden ve istismar edilemeye göz yuman kadınlar mı?

İyi düşün doğru karar ver ey Türk Kadını, Gelecek nesiller senin elinde şekillenecek. Doğru karar ver ki; bu gün şikâyet ettiğin mağduriyetleri kendi elinle yetiştirdiğin evlatların yaşamasın?

 

 

 

23.7°