Bugün, 29 Nisan 2024 Pazartesi

Abdullah Ergun


CIA´NIN HEDEFİNDE BAHÇELİ Mİ VAR?

Yenikapı ittifakı ile yeni bir dönemece giren Türkiye, tüm virüslerden temizlenme adına Devlet Bahçeli´nin kontrolünde bir yeni hükümet modeline doğru ilerliyor.


Amerika Birleşik Devletlerinde yaşanan son seçimin dünya üzerindeki yansımaları ve yeni dünya düzeni projesinin son şekli belirmeye başladı. Analistler, Çin ve Rusya bloku ile ABD bloku arasında ciddi bir mücadele yaşanacağını yazsalar da yeni dünya düzeni kurgusu başkaca veriler gönderiyor.

Trump yönetimindeki ABD´nin, Avrupa´nın en güçlüsü Almanya ile beraber Rusya´yı da içine alan yeni bir ittifak peşinde koştuğunu gene Trump´un dış işleri sözcüsü dile getirmişti. Bu birlikteliğin hatta ittifakın son örneğini CIA Başkanı Pompeo´nun Türkiye ziyareti ile başlayan Türkiye-Rusya krizi ile görmek mümkün. Önce Almanya Başbakanı Merkel Türkiye´ye geliyor ve bir dizi görüşme yapıyor. Türkiye bu sırada Rusya ile beraber bir anlaşma çerçevesinde Suriye´de DEAŞ ?ı vuruyor. Malum, bizim uçak kaldırma kabiliyetimiz elimizden alınınca Fırat Kalkanı operasyonunda Rus uçaklarından destek alıyoruz. CIA başkanının ziyaretinden hemen sonra Rusya, Türk ordusunu vuruyor ve 4 şehit 10 yaralı getiriyoruz. Ardından Rusya küstahça açıklamalar yapıp ülkemizde yeni bir algı operasyonu oluşturmaya çalışıyor.

Bu durumun iç siyaset gelişimindeki yansımaları 15 Temmuz sonrasında oluşan Yenikapı ruhunun sonuçlarında beliriyor. Yenikapı ittifakı ile yeni bir dönemece giren Türkiye, tüm virüslerden temizlenme adına Devlet Bahçeli´nin kontrolünde bir yeni hükümet modeline doğru ilerliyor. Bu mutabakatın sağlanmasında önemli rol oynayan Devlet Bahçeli küresel şer ittifakının dikkatini çekiyor ve kendisine karşı ciddi bir kara kampanya başlatılıyor. Çünkü yeni dünya düzeninin ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki tüm oyunlarını bozacak tek lider Devlet Bahçeli olarak görülüyor.

Peki Rusya ile savaşın eşiğine gelmiş olan Türkiye, nasıl oldu da bir anda Rusya ile buzları eritip Suriye operasyonunda bir ittifak kurabildi? Elbette bu sorunun cevabı da gene 15 Temmuz olaylarında yatıyor. 15 Temmuz gecesi ülkemizin fiili işgali önlemesinde tek ismin Devlet Bahçeli olmadığını ileri süren hükümet üyeleri, Rusya´nın o gece devletimizin yanında olduğunu iddia etmesi ile başlayan ve Doğu Perinçek´in araya girmesi ile yeniden şekillenen Rusya ilişkilerine yeni bir boyut kazandırmışlar ve Rusya ile bir anda barış ilan etmişlerdi.

Bu durum, fiilen Doğu Perinçek ve ekibini devleti yeniden yapılandırma çalışmalarının içine itmişti.

Bu tehlikeyi fark eden Devlet Bahçeli, öncelikle 3 hafta önce Rusya konusunda hükümeti uyarmış ve geçtiğimiz hafta da Doğu Perinçek ile ilgili tarihi çıkışını yapmıştı. Rusya ve Doğu Perinçek ailesinin Devlet Bahçeli´ye olan karşı duruşlarının temelinde Türk dünyasına uzanan Turan eli yatıyordu doğal olarak. Rusya´nın en büyük korkusu, Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin bir araya gelmesi idi. Bunu başarabilecek ve bu alanda proje yapan yegâne lider de Devlet Bahçeli olunca, bir de ?Devlet?in yeniden şekillendirilmesi operasyonunu Devlet Bahçeli yönetince tabii ki gizli servislerini de sahaya sürerek bu durumun bertaraf edilmesi uğrunda adımlar atacaklardı. Bu adımları CIA ile birlikte planlamanın da ABD ve Rusya´yı yakınlaştıracağından hareketle bir taşla birden fazla kuş vurmanın hevesine düştüler.

Tüm bu sahneye konulan oyunlara lider Devlet Bahçeli Konya´dan farkındalık cevabı verdi. Rusya´nın askerlerimizi şehit etmesine yönelik sert bir açıklama yaparak milli bir duruş sergiledi. Tabi gerek hükümet üyeleri gerekse Rusya bu açıklamalardan nasibini almış olacak ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan yurt dışı gezisine çıkarken giderayak Bahçeli´ye bir gönderme yaptı ve Rusya´nın saldırısını kaşımamasını anlatırcasına bir açıklama yaptı. Milli mutabakatı çatırdatacak cinsten bu olayın iç yüzünü anlamak için bu günlerde özgün bir açıklama yapması beklenen Binali Yıldırım´ın yapacağı tespitler merakla bekleniyor. Diğer taraftan Rusya´nın saldırısına sessiz ve tepkisiz kalan Perinçek grubundaki birçok emekli askerin de durumdan rahatsız oldukları bilgisi kulislere yansıyor.

Partisinin önemli toplantısını manevi yönden kuşatma altındaki Ankara´da değil de milli mücadele dönemindeki örneklerden hareketle Konya´da yapan Devlet Bahçeli adeta Konya´da bir ?Temsil Heyeti? oluşturmuş ve bu saldırılara karşı koyabilecek ve milli mücadeleyi hedefine ulaştıracak argümanları sıralamıştı. Bundan sonraki süreçte kendisine yeni cepheler açan Bahçeli´yi ve milleti temsil eden Temsil Heyetini zor günler bekliyor. Zira uluslararası gizli servisler ülkemize olan saldırıları yoğunlaştırıp milletin gündemini belirlemede etkin rol almaya çalışacakları aşikârdır. Referandum sürecinde kalabalıklara karşı gerçekleşmesi muhtemel terör saldırılarıyla veya başkaca kaos yaratacak gündemlerle referandum sürecini etkilemeye hatta yok etmeye yönelik girişimleri hep beraber gözleyeceğiz.

En çok ihtiyacımız olan şey ise milli akıl ve feraset. Milletimizin olayları görüp anlayıp, bu dış güçlere ve içerdeki işbirlikçilerine fırsat vermeyip, Devlet Bahçeli´nin cumhurbaşkanı olması yönündeki iradeyi sağlam olarak ortaya koyması gerekir. Devlet Bahçeli´nin kendisi ve çevresi için bir şey istemediği aşikârdır. Tek derdi millet ve milletin istiklali olan bu kişiye sahip çıkıp, AKP´yi ele geçirmiş güçlere rağmen milli bir hükümetin var olması için çaba sarf eden millete kimse karşı koyamayacaktır.

Milletin arzuladığı ve memnun kaldığı milli mutabakat ortamını bozacak tek hareket gerek CIA gerekse KGB etkisi altındaki AKP hükümeti ve fevri çıkışları ile nam salmış Cumhurbaşkanı marifetiyle olacaktır. Olası bir dağılmada son sözü söyleyecek olan Devlet Bahçeli ve öfkeli ülkücüler olacaktır.

23.7°