Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Eyüp Ural


DOĞU MESELESİ GERÇEĞİ

Doğu ve Güney doğuda yaşanan olayların nedenini biraz araştırdığımız zaman gerçeği net olarak görmekteyiz. Bu olaylar adeta bir projenin hayata geçirilmesidir.


Amerikan Petrol şirketi Aladdin Middle East 1997 yılında, Reuters´e yaptığı açıklamayla Amerikan Geomark Research İnc. Şirketi 1992 de Arap Yarımadasında siluryen yaşlı kaynak kayalar üzerinde petrol rezervi araştırması yapıyordu.

Bu araştırmaya Aladdin şirketi de destek verdi. Geomark´ın araştırması tam nihayete ereceği sırada, takvimler 1995´i gösteriyordu. Mardin´in güneyinde paleozoik derin bir basene rastlandı.  Bu basende tıpkı Riyad baseninde olduğu gibi kaynak kaya ve zengin petrol rezervlerinin varlığı tespit edilmişti.  Geomark´ın tespitine göre Güneydoğuda petrol barındıran katmanlar Suudi Arabistan´daki petrol dolu yeraltı katmanlarının uzantısıydı. Katmanın bir ucu Suudi Arabistan´da, bir ucu Türkiye´de bulunmaktaydı.  Petrol dolu katman aynı çağda ve biçimde oluşmuştu.

Güneydoğuda, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin üçgenindeki topraklar petrol denizinin üstünde yüzüyordu. Araştırma şirketi uydudan, bölgede zengin petrol rezervi bulunduğunu tespit etti. Bu güne kadar yeterli derinlikte ve sayıda sondaj yapılmadığı için bu yatağa rastlanmadı. 4 bin metre derinlikteki yeni rezerve inildiğinde, buradan Türkiye ihtiyacının üç katı kadar, günde 1,5 milyon varil ham petrol çıkarılacak petrol kaynağı bulunmaktaydı. Suudi Arabistan petrolün büyük bir kısmını çölün 4 bin metre altındaki bu tabakadan çıkarmaktaydı.

Türkiye bugüne kadar çoğunlukla yerin 2-3 bin metre altındaki tabakadan petrol araması yapıyordu. 30 Mart 2013 Tarihinde Petrol İşleri Dairesi tarafından yapılan açıklamada Güneydoğuda 200 trilyon dolarlık servet yatıyordu. A.B.D. Enerji Enformasyon Dairesinin verilerine göre Türkiye´de tahmini olarak 1,8 trilyon metreküp kaya gazı rezervi bulunuyor.  Bu rezervin 500 milyar metreküpü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunmaktaydı.

Bir diğer önemli kaynak Dicle ve Fırat havzası da Türkiye´nin su havzalarının yüzde 30 undan fazlası bu bölgededir. Önümüzdeki yıllarda su ve petrole eşit hale gelecek.

Ülkemizde 15 Nisan 2005 tarihi itibariyle, 52 bin 818 yabancı uyruklu şahıs tarafından 272 milyon 511 bin 493 metrekare arazi ve gayrimenkul satın alındı.

Bölgede Yabancılar adına Türk vatandaşları ve yerel şirketler aracılığıyla arazi ve maden yataklarının gizlice satın alındığı artık bilinen bir gerçek. Bölge AB üyeliği uğruna alınan kararlarla çiftçi üretim yapamaz duruma getirilmiş, toprağını satmak zorunda bırakılmış ya da ekimi yasal olmayan bitkiler yetiştirmeye zorlanmış.

Terör ve karmaşa nedeniyle insanlar hızla bölgeyi terk ediyor, Terk edilen topaklara laboratuvar dizaynıyla etnik yerleşim yapılıyor. Böylece yabancılar en verimli topraklarımızı, köylüden çiftçiden satın alıyor. GAP bölgesinde hiç toprak satın almadığı söylenir ama biraz kurcalanınca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü web sitesinin bu bölümüne ulaşmak neredeyse imkânsızdır.

İsrailliler bu toprakların çoğunu İşbirlikçi şirketler ve Bölgedeki Ayrılıkçı Aşiretler yoluyla ele geçirmişlerdir.

İsrail Güneydoğudaki GAP bölgesinde 450 bin dönüm arazi satın aldığı iddiaları birçok bürokrat, vekil ve bakan tarafından dile getirilmiştir.

Aynı oyun Irak´ın kuzeyinde yürütülen Kürt devleti kurma çalışmalarıyla da yakından ilgilidir. İsrail´den yaklaşık 150 bin Yahudi ?vaat edilmiş topraklara? göç etmiştir; en büyük göç Irak´ın kuzeyine gerçekleştirilmiştir.  İsrail ve ABD´deki Yahudi lobileri Kuzey Iraktaki Kürt aşiret reislerine büyük destek verdiği artık herkesin bildiği bir gerçektir.

Bölgeye gelen İsrailliler ve diğer bölgelerden gelen Yahudiler Erbil ? Ankava Mahallesi, Duhok, Süleymaniye, Kerkük ve Selahaddin´e yerleştirilmiştir. Kerkük´e yerleşen Yahudiler, eski Yahudi mahallesi ile Arap ve Rahimava mahallelerinde çok sayıda bina ve arazi satın almıştır.

Bu Yahudi organizasyonu Irak´ın kuzeyindeki faaliyetlerine aralıksız devam etmektedir. Organizasyonun Kerkük, Musul, Duhok, Süleymaniye ve Erbil´de büroları vardır.

Bu bürolar aracılığıyla inşaat, arazi satın alma yurt dışına insan gönderme faaliyetleri yürütülmektedir. Barzani, Talabani ve İsrail arasında imzalanan gizli bir protokol çerçevesinde on binlerce Kürt Yahudi´nin Irak´ın kuzeyine yerleştirilmesi kararlaştırılmıştı, o bölgedeki Türkmen ve Arapların ellerindeki gayrimenkullerin satın alınmıştır.

Yabancı fonların bölgede ki tarihi ve Kültürel varlıklar, sanat projelerine duydukları yoğun ilgi ve milyarlarca dolarlık yardımları şaşırtacak düzeydedir. Bu şirketlerin büyük bölümü ve yabancı fonların bölgeye yaptığı yatırım, şirket ortakları ve siyasi ilişkilerine baktığımız zaman çok net görebiliriz.

Bu kadar insan Güneydoğu ve Doğuya neyin karşılığında bu kadar yatırım yapıyor oturun bir düşünün isterseniz.

Güneydoğu ve Doğu Meselesi Memleket meselesidir.

SAYGILARIMLA?

21.1°