Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Hamza Avcı


İSTİKRAR; ?YARIN NE OLACAĞIZ?? SORUSUNU UNUTMAKTIR


İstikrar, aynı kararda, aynı biçimde devam etme, kararlılık demektir. Genel ekonomik faaliyetlerde daralma ve aşırı genişleme gibi ciddi bir dalgalanmanın görülmemesi durumunu ifade eder. İç ve dış istikrar olarak iki bölümde incelenebilir.

Ancak ben dış istikrarı burada ele almayacağım. İç istikrardan fiyatların sabit kalması, üretim ve istihdamın düzenli biçimde genişlemesi anlaşılır. Genellikle üretim ve istihdam değişmeleri aynı yönde olur. Üretim genişledikçe istihdam artar ve dolayısıyla işsizlik azalır, fiyatlarda makul bir artış olur. Kısacası, ülkenin refah düzeyi artar.

AKP Hükümetleri aşağı yukarı 7 Haziran seçimleri ve mahalli idareler seçimleri hariç her genel seçimde ?İstikrar? diyerek iktidara geldi. İstikrarı fiyatlar açısından ele alacak olursak hepimiz biliyoruz ki, 13 yıldır fiyatlar ne sabit kaldı, ne de makul seviyede arttı. Çalışanların maaş artışları makul seviyenin de altında artarken, fiyatlar anormal derecede artış gösterdi.

Yeterince üretim artışı yaşandı mı? Yaşanmış olsa istihdam artar işsiz sayısı azalırdı. Koalisyon hükümeti çökmeden önce dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine dayanarak yaptığı açıklamada işsizlik oranının 2002 yılında yüzde 10,3 olduğunu belirtiyor.

AKP iktidarında ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yıl yıl açıklanan rakamlar ise şöyle: Yıl 2003; yüzde 10,495. Yıl 2004; 10,25. Yıl 2005 10,203. Yıl 2006 yüzde 9.856. Yıl 2007 10,244. Yıl 2008 10,945. Yıl 2009 14,028. (Rekor). Her ne hikmetse rekordan sonra Yıl 2010 yüzde 11.0. Yıl 2011 yüzde 9.8. Yıl 2012 yüzde 9,2. Yıl 2013 yüzde 9,7. Yıl 2014 tekrar yükseliyor ve yüzde 10,9 oluyor. 2015 yılında ise yüzde 10.03´e düşüyor.

Bu arada, 2014 yılında Türkiye İstatistik Kurumu işsizlik oranı hesaplamasında tanım değiştirip 1 aylık işsizliği ölçmeye başlıyor. Daha önce olduğu gibi 3 aylık işsizi araştırsaydı yüzdenin daha fazla olacağı uzmanlar tarafından ifade ediliyor.

Her ne olursa olsun, nasıl hesaplanırsa hesaplansın oran 2015 yılında 10,3´dür. 13 yıllık tek başına AKP iktidarları döneminde (Koalisyonlardan vatandaş korkutuluyor ve başkanlık isteniyor ya)! bu nasıl istikrardır ki, işsizlik oranı 2002 yılındaki kriz döneminin 10,3 rakamıyla aynıdır.

Yani üretim aynı ya da azalmış, işsizlik artmış, fiyat artışları can yakıyor, yaşam kalitesi büyük oranda gerilemiş, AKP hâlâ yüzde 50´ye yakın oy alabiliyor. Türkiye´de her şey tersine işliyor galiba?

Diğer taraftan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek iki gün önce çıktı, işsizlik oranını üç yılda 0.6 düşüreceklerini söyledi. Her halde Sayın Bakan 3 yaş büyüyüp işsizler ordusuna yıl yıl katılacak gençleri hesap etmeden konuşuyor?

Ben istikrar konusunda rakamlara bakmıyorum. Rakamlarla ekonomistler konuşsun. Ben birazcık anlaşılsın, örnek olsun diye aklımın yettiğince işsizlik oranlarını buraya aldım.

Bana göre istikrar;

-Sabahları kalktığımızda güneşin her gün daha parlak doğduğunu ve kâinatı gülümser bir eda ile aydınlatıp selâmlamasını hissetmektir.

-Karlı, buzlu ve karanlık havalarda insanların iliklerine kadar ısınmasıdır.

-Milletin 7´den 70´e huzur ve mutlulukla gülümseyebilmesidir.

-Kısacası istikrar; İnsanlarımızın ?Yarın ne olacağız? sorusunu unutarak endişeden, terörden uzak, barış içerisinde, geleceğinden emin yaşamasıdır.

 Bugün için durum böyle mi, yoksa tersi mi? Sözüm, ?İstikrara oy verdim? diyenlere?

 

17.9°