Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

TAHSİN ERASLAN


KARA BİR GÜN

Üstad, bizzat görüp yaşadığı acı manzaranın büyük kalbinde ateşlediği volkan ile kalemine sarılmış,


?-AMAN, DİKKAT!? haberi gelmişti gazetelere.

 Müttefik komiserlikleri,

vatanperver, tanınmış,

kalem ve faaliyetleri istenmeyen Türkleri

tevkife başlamışlardı.

İşte ne olduysa 7 Şubat 1919 Cuma günü oldu:

 ?-Franşe Desperey yarın merasimle İstanbul´a geliyor,

Gazetelere sansür konuyor.

Bugün birçok tevkifler yapılacak.

Aman Süleyman Nazif Bey bir şeyler yazmasın.

O´nun ismi listenin başında.?

   ***

?O gece itilâf sansürüne şiddetli emir verildi:

?-TÜRK GAZETELERİNE ÇOK DİKKAT EDİN.

FRANŞE d´ESPERE´NİN VE

İTİLÂF DEVLETLERİNİN ALEYHİNDE

HİÇBİR SATIR,

 VELEVKİ ÎMÂEN OLSUN ÇIKMAYACAKTIR.?

   ** *

Süleyman Nazif, şöyle diyordu: 

?Bu sahtekâr herifin karaya nasıl çıktığını

gözlerimle görmek isterim.

Bazan şifa, ıstırabın içindedir. Beyler!...

Bu Franşe Desperey denilen adam için

bizzat Fransız matbuatında

öyle istihzalar, tenkitler okudum ki,

böyle bir şarlatanı

sahte Fatih hüviyeti içinde

İstanbul sokaklarında dolaştırmakla

İngiliz mel´unları

bizim körükörüne yerleşmiş

Fransız hayranlığımızı hırpalamak istiyorlar.

Cici Beylerimiz

?-Monşer?leri daha az kullansınlar diye?

Vay habisler vay??

    ***

Emanet binası karşısında

general Şarpi´nin muzikası

Fransa marşını(La Marseillaise)çalıyordu.

İstanbul sokaklarında

?-Yaşasın Fransa ?nâraları çalkalanıyordu.

   ***

Tüm olup biten rezilliklere karşı

Vatanperver Daüssıla şairi

 Süleyman Nazif, şöyle hiddetleniyordu:

?-?Bu gün âciz bir vaziyette bulduğunuz Türk milletini,

elini kolunu bağladıktan sonra

istediğinizi yapıyorsunuz.?

?-Fakat yarından korkun!..

 Türk´ün yarınki intikamından korkun...?                

   ***        

 8 ŞUBAT 1919 CUMARTESİ GÜNÜ

FRANSIZ ORDULARININ DOĞU KOMUTANI

GENERAL FRANCHET  d´ESPEREY    

ASKERÎ KUVVETLERİYLE

İSTANBUL LİMANINA GELDİ. 

FATİH SULTAN MEHMET,

BEYAZ BİR AT ÜZERİNDE İSTANBUL´A GİRDİĞİ İÇİN,

İŞTE FRANCHET d´ESPEREY DE

BEYAZ BİR ATA BİNEREK

BİR FATİH EDASIYLA

GALATA RIHTIMINDAN

COŞKUN GÖSTERİLER ARASINDA

BEYOĞLU´NA ÇIKTI.(!!!!!!)

    *

Tehditlere hiç aldırış etmeyen

vatanperver Süleyman Nazif,

geceyi matbaada geçirmişti.                                                                                                                          

O manzarayı,

?KARA BİR GÜN? olarak niteliyordu.

Gazetesinde, kara bir çerçeve içerisinde

KARA BİR GÜN makalesi yayınlandı.

Üstad,

bizzat görüp yaşadığı acı manzaranın

büyük kalbinde ateşlediği volkan ile

kalemine sarılmış,                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                           

Fransızların üzerine

zehirden kelimeler ve alevden cümlelerle,

hücum etmişti.

   *

Kimi gazetelerde,

Fransız generalinin

İstanbul´a gelişi ile

Fatih´in İstanbul´u fethedişi

mukayese ediliyordu.

Kiminde

 ?-İstanbul dün yeni fâtihini

candan karşıladı ve selamladı..?

türünden manşetler atılıyordu!

   *

Fakat bütün millet, bütün İstanbul halkı

(KARA BİR GÜN´ü yayınlayan(Hâdisat)) gazetesini kapışıyorlar,

almayanlara candan tavsiye ediyorlar.

Türk Milleti, KARA BİR GÜN yazısını okudu.

Okuyanlar, okumayanlara duyurdu.

İki saat içinde gazete bulmak imkânı kalmadı.

Bir tek gazete bir liraya satıldı.

Bütün İstanbul halkı Nazif´in o makalesinde

zulüm, tazyik ile susturulmuş bütün hislerinin

feryat ve kinini buldular.

Vatanperverler,

Süleyman Nazif için endişeleniyorlardı,

şöyle diyorlardı:

?-Yahu?Aşk olsun Süleyman Nazif´e..

Nasıl cesaret etti..

?-Yazık.. Büyük bir adam daha kaybettik.

Fransızlar bu yazısından sonra

üstadı sağ bırakmazlar.?

   *

Müttefikler,

Babıâli´ye müşterek imzalı ve kat´î ifadeli

şedit bir nota verdiler:

?SÜLEYMAN NAZİF İSMİNDEKİ ADAM

YARIM SAATE KADAR

BİZE TESLİM EDİLMELİDİR.                                                                     

YOKSA İNTİŞAR ETMİŞ OLAN

ALEYHTAR MAKALEDEN

TÜRK HÜKÛMETİNİ MES´UL EDECEĞİZ.?

   *

Babıâli şaşırmıştı.

O´nu yakalamak ve düşmanlara teslim etmek

 ölüme teslim etmekti.

Diğer taftan birçok Türk vatanperverleri 

ne olursa olsun ve her şeye rağmen

Nazif´i müdafaaya karar verdiler,

İtilâf devletlerinin notalarından

haberdar olur olmaz

üstadın evine koştular.

?-TEHLİKE BÜYÜK,

HERİFLER MUTLAKA SENİ ÖLDÜRECEKLER.

BİNAENALEYH BÜTÜN TERTİBAT ALINMIŞTIR,

SENİ KAÇIRACAĞIZ..? dediler.

Süleyman Nazif; ?-HAYIR?.. dedi.

?BEN KAÇMIYACAĞIM.

HATTÂ

SAKLANMAK CEBANETİNİ BİLE GÖSTERMİYECEĞİM. 

VAZİFEMİ YAPTIM, SONUNA KADAR YAPACAĞIM.? 

?MİLLET VE VATANPERVERLİK HİSLERİNİ

KENDİLERİNDEN BAŞKALARINA

VERMEK İSTEMEYEN FRANSIZLARA

TÜRK´ÜN YARALI KALBİNDE YATAN ASLANIN

NAMERTLER İÇİN

NE KADAR TEHLİKELİ VE KORKUNÇ OLDUĞUNU

ISPAT EDECEĞİM.?

   *

Paltosunu giydi. Bastonunu eline aldı:

?-ALLAH´AISMARLADIK ARKADAŞLAR.

TÜRKLÜĞÜ MÜDAFAA CÜRMÜ İLE

TÜRK HÜKÛMETİNE

TESLİM OLMAĞA GİDİYORUM.

KALBİM, VİCDANIM,

VAZİFESİNİ YAPMIŞ İNSANLARIN

İNŞİRAHI İLE DOLDU,

MERAK ETMEYİN YİNE GÖRÜŞÜRÜZ..?

    *

?Beni aramak zahmetinde bulunmayın.

Bizzat kendim teslim olmağa geldim??

diyerek Türk Polisine teslim oldu.

 Polis müdürünün; 

?Bütün İstanbul´un alt üst edilerek

sizi aradıklarını bilmiyor musunuz?? dediğinde:

?BİLİYORUM AZİZİM,

AYNI ZAMANDA

SİZE DE TEVKİFİM HAKKINDA

EMİR GELDİĞİNDEN HABERDARIM.        

TÜRK POLİSİNE

KENDİMİ ARATMAK SURETİYLE

ZAHMET VERMEMEK İÇİN

BİZZAT TESLİM OLMAĞA GELDİM.

İSTER DÜŞMAN KUVVETLERİNE TESLİM EDİNİZ,

İSTER DEVLET HAPİSANESİNE GÖNDERİNİZ..?

   *

?Fakat üstad hangi cürmünüz için sizi tevkif edeceğim?

diyen Polis müdürüne

Nazif, şu cevabı verir: 

?-VATANIMI SEVMEK CÜRMÜ??          

 

26.4°