Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Eyüp Ural


LOZAN 1923

Türkiye´de gündem değiştirmek o kadar kolay ki. İnsanlarımızın hafızasıyla oynamak kolay bir durum haline gelmiştir.


    İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın 24 Temmuz 2016 tarihli Lozan antlaşması ile ilgili konuşması:

   ?´Bugün, Cumhuriyetimizin kurucu belgesi olan Lozan Barış Antlaşması´nın imzalanmasının 93. yıldönümüdür. Aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilmiştir.

Bu anlaşma, yeni kurulan devletimizin tapusu niteliğindedir.´´

   29 Eylül 2016 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan 27. Büyük Muhtarlar toplantısında Lozan´la ilgili konuşmasında ise, ´´1920´de bize Sevr´i gösterdiler, 1923´de Lozan´ı bize razı ettiler. Birileri bize Lozan´ı zafer diye yutturmaya çalıştılar.´´

      Cumhurbaşkanı Lozan´la ilgili görüşleri üç ay içinde tamamen değiştirerek bir önceki konuşmasının tam tersini söylemesi akıllara gündemi değiştirip, bu güne kadar olduğu gibi aklındaki gizli oyunları hayata geçirmek istemekte midir? Bu güne kadar gündem değiştirerek yaptığı icraatlar ülkeye çok büyük zararlar vermiştir. Bundan sonra ülkeyi her türlü tehlikeden uzak yönetmenin yollarını araştırması gerekir. Ülke insanının huzura ve sükûnete ihtiyacı var.

     Lozan´da 8 ay süren ve 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan antlaşmanın maddeleri aşağıda sıraladık.

-Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması´nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.

Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.

-Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması´nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri´nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosna köy, Yunanistan´ın Batı Anadolu´da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye´ye verildi.

-Adalar: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye´de, diğer Ege Adaları İtalya´ya kaldı. İtalya´nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla On iki Ada İtalya´ya diğer adalar Yunanistan´a bırakılmıştı. On iki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947´de resmen Yunanistan´a teslim edildi.

-Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639´da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması´na göre belirlenmiştir.

-Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.

-Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması´nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle; giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır. "Batı Trakya´daki Türklerle, İstanbul´daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya´daki Rumlar ile Yunanistan´daki Türkler´ in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.

-Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi.

-Osmanlı´nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu´ndan ayrılan devletlerarasında paylaştırıldı. Türkiye´ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir.

-Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti´nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.

-Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye´nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.

-Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul´da kalmasına izin verildi.

    Türkiye´de gündem değiştirmek o kadar kolay ki. İnsanlarımızın hafızasıyla oynamak kolay bir durum haline gelmiştir.

 SAYGILARIMLA? 

26.4°