Siyasette normalleşme uğraşları süre dursun Devletin yeniden yapılandırılma aşamalarında sona doğru gelmenin sancıları ve realitesi çerçevesinde referandum başlığı ile bazı bilgilendirme ve danışma toplantıları düzenleniyor.
Diğer partilerden çok MHP´nin izleyeceği yol merak konusu olunca Devlet Bahçeli olağanüstü toplantı mekanı olarak Konya´yı belirledi. Daha önce bu tür programları Ankara´da yapan MHP, bu kez ani bir kararla ve yüksek oranda farkındalık yaratarak Konya´yı merkez üs olarak belirledi.
Hal böyle olunca Konya´lı birisi olarak bu şerefli mihmandarlığın önemine vurgu yapmak istedim. ?Kadem bastı gönül tahtı, A sultanım safa geldin?. Konya olarak, Konya´lı olarak böyle kutlu bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz mutluluk satırları fazlaca aşar.
Bu mutluluğun sebebi, Konya´nın yıllardır siyasal tercihlerde merkez sağ diye anılan partilere olan topyekün temayülünün acınası sonuçları değil elbette. Bizi mutlu kılan olgu, Konya´nın kadim siyasi tarihinin bu toplantı sayesinde hatırlanmasıdır.
Her şeyden önce Selçuklu Payitahtıdır Konya. Selçuklu´ya başkentlik yapmanın cezasını Osmanlı Beyliği kesmiş ve Osmanlı döneminde neredeyse merkezden hiç hizmet almamış bir garip şehir Konya. Cumhuriyetin ilk döneminde adeta unutulmuş ve son yıllarda ise elinden tüm imkanları alınırcasına büyük bir köy olmaya terk edilmiş bir mahzun şehir Konya.
AKP hükümetlerine en büyük desteği veren bu şehir, gene AKP hükümetlerinden en az yatırım alan şehir olarak anılmaktan bir türlü kurtulamıyor. Bu durum genel olarak derviş meşrep yapı ile açıklanmaya çalışılsa da durum biraz farklı. Konya´nın en büyük sorunu anayasal hakkı olan tepki mekanizmalarını ortaya koymaktan imtina eden bir devletçi anlayışın şehrin genel ikliminde hakim olmasıdır. İstiklal Mahkemelerince gerçekleştirilen idamların çoğu Konya´da yapılmasına rağmen kesilen cezaya rıza gösteren bir ulu şehir örneği olarak Cumhuriyet Tarihimize damga vurmuştur bu şehir. Birkaç komik isyan girişimi gene Konya´lının feraseti ile önlenmiş ve devlete başkaldırmanın sonucunu Selçuklu´ya yakışır şekilde kabullenmenin erdemini göstermiştir bu kutlu şehir.
Bir meşhur Kapu Camii´miz vardır. Konyalı hacı emmilerin merkezi ibadet ve buluşma yeri olan camiinin çevresinde ülke siyasetine dair çıkarımların isabet yüzdesi oldukça fazladır. Söz konusu hacı emmilerin 15 yıldır kerhen AKP ye verdikleri destek son bulmuş ve hacı amcalar ülkenin düşürüldüğü duruma çanak tutmaktan ar eder hale gelmiş ve lider arayışlarını yüksek sesle dile getirir olmuşlardır. Hele bir de Kapu Camii´nin efsane vaizi merhum Tahir Büyükkörükçü´nün postuna oturan meşhur mahtumunun Pensilvanya´da terörist elebaşı ile çektirdiği fotoğraflar elden ele dolaşmaya başlayınca, erenlerin torunları milli bir hükümet özlemi ile milli lider arayan dualar etmeye başlamışlardı.
İşte bu duaların gök kubbedeki yankılarına kulak veren MHP lideri, hacı emmilere milli adresi göstermek amacıyla Konya dedi.
Ülke siyasetinde etkili olmayı başardığı halde bu alanda markalaşmayan şehrin akil önderlerinin girdiği bunalıma bir son vermek amacıyla, Konya dedi Devlet Bahçeli.
Şehri ekonomik yönden gerileten ve milli gelirden aldığı payı düşüren AKP hükümetlerine tokat atmak isteyen esnafın dili olmak için, Konya dedi Bilge Lider.
Osmanlı hanedan soyundan gelmeyi toprak alma hakkı olarak görenlerin türediği bu günlerde Selçuklu torunlarına selam etmek için, Konya Dedi Başbuğ.
Hatırlarsınız bir 17 Aralık vardı. Şeb-i Arus törenlerinin seneyi devriyelerinden 2013 yılına tesadüf eden 17 Aralık günü, Fetö terör örgütü ile AKP´nin kıydığı nikah düşmüş ve emekli vaizin militanları o gün devlete el koyma girişimleri adına ilk düğmeye basmışlardı. Dönemin başbakanı o gün Konya da idi. Acaba Fetö, operasyona başlamak için Konya´yı tesadüfen mi seçmişti? Elbette hayır. Fetö yapılanmasının merkezi haline getirilmiş olan kadim şehir Konya, daha birçok yasadışı örgütün bilinçli olarak merkez üssü haline getirilmişti.
Adeta devlete ve cumhuriyete saplanacak hançerin ucu Konya´da kanatılmak isteniyordu. Demiştik ya payitaht şehri idi Konya. Gönül şehri idi, hoşgörü anıtı idi. Devletin ahlaki unsurlarını tavarüs ettiği şehirdi Konya. Buradan vurulacak kahpe hançerin ucu Bursa´dan çıkacaktı, Erzurum´dan hissedilecekti. Sivas kırmızıya bürünecekti Konya vurulduğunda.
Kanlı 15 Temmuz olayları sonrasında devlete ve millete sahip çıkıp, bütün tuzakların patlatılmasında aktif ve öncü rol oynayan Devlet Bahçeli, içinde bulunduğumuz alçaltıcı durumdan çıkışın şifrelerini Türkiye Büyük Millet Meclisinde Grup toplantısından açıklarken; Turan ve Çift başlı Selçuklu Kartalı ifadelerini yan yana, alt alta ve altını kalınca çizerek vurgulamıştı. Hedef Turandı ve hareket noktası, bir ayağı batıda, bir ayağı doğuda, bir başı doğuya dönük, diğer başı batıya çevrik Çift Başlı Selçuklu Kartalıydı.
Doğal olarak yeniden yapılandırılan devletimizin Turan hedefine doğru giden kutlu yolunda ilk toplantı Konya´da gerçekleşmeliydi. Devlet Bey´in bu konuşmasını basından takip eden tüm Konyalıları büyük bir heyecan sarmış ve gönülden bilge lideri şehirlerine davet etmişlerdi. Bu davete icabet eden Devlet Bahçeli ise Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal´in Samsuna çıkışıyla başlayan ve Erzurum´da ve Sivas´ta vücut bulan milli mücadele ruhuna sala okutmak isteyen devlet ve millet düşmanlarına Selçuklu Başkentinden cevap vermekle istiklal ruhunu hiçbir beşeri kuvvetin yok edemeyeceğini haykırmış olacaktır.
Birileri İzmir´i haritadan ayırmaya heveslensin, bir diğeri Diyarbakır´ı kendi kendine bölücülerin başkenti ilan etsin, iktidar sahipleri acziyet içerisinde şaşkınlık, gaflet ve dalalet ile ülkeyi NATO işgaline açacak belgeye imza atsın, Selçuklu ve Milli Mücadele ruhu Bilge Lider´in şahsında, Ay-Yıldıza söz vermiş tüm vatanseverlerin iman dolu göğüslerinde dimdik ayakta durmaktadır. Millet adına liderlik eden Milliyetçi Hareket, vatanın bölünmez bütünlüğünü ve bağımsızlık sevdamızı 10-12 Şubat tarihleri arasında Konya´dan tüm dünyaya seslendirecektir. Bu kutlu toplantı Konya´mıza ve ülkemize hayırlar getirsin.
